Dolandırıcılıkta Bankanın Sorumluluğu Var Mı? (Yargıtay Kararları Rehberi)

Bir anlık dalgınlıkla tıkladığınız bir link (phishing) veya telefonunuza sızan bir virüs (trojan) yüzünden banka hesabınızın boşaltıldığını fark ettiniz. İlk şokun ardından gelen düşünce genellikle “Bu benim hatam” olur. Peki, gerçekten tüm sorumluluk sizde mi? Güncel Yargıtay kararlarına göre cevap net: Hayır! Dolandırıcılıkta bankanın sorumluluğu, sandığınızdan çok daha geniştir.
Bankalar, özel kanunlarla kurulmuş birer “güven kurumu” olarak, sıradan bir tacirden çok daha yüksek bir özen borcu altındadır. Bu rehberde, içtihat raporlarından derlediğimiz Yargıtay kararları ışığında, bankadan çalınan parayı geri alma sürecini ve bankanın yasal yükümlülüklerini anlatıyoruz.
Dolandırıcılıkta Bankanın Sorumluluğu: Yargıtay’ın Net Tavrı
Yargıtay, istikrarlı kararlarında bankaların bu yükümlülüğünü bankanın objektif sorumluluğu (kusursuz sorumluluk) ilkesine dayandırır. Bankalar, “ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/3092 E., 2020/400 K.).
Bu ilkenin pratikteki anlamı şudur: Banka, müşterisinin parasını korumakla yükümlüdür. Usulsüz bir işlemle çekilen para, aslında doğrudan bankanın zararıdır ve Yargıtay’a göre “mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir” (Yargıtay 19. HD, 2010/4998 E., 2010/14181 K.).
Bankanın Sorumluluğunun Temeli: Sistem Güvenliği ve İspat Yükü
Bankanın sorumluluğu, sunduğu internet ve mobil bankacılık sistemlerindeki güvenlik zafiyetlerinden kaynaklanır. Banka, “İnternet Bankacılığında günümüzün en son teknolojik gelişmelerinden yararlanmak suretiyle alması gereken güvenlik tedbirlerinin tümünü” almak zorundadır (Yargıtay 19. HD, 2010/5361 E., 2011/1369 K.).
Eğer banka, tek kullanımlık şifre (SMS onayı) gibi ek güvenlik önlemlerini uygulamamışsa veya sistem dolandırıcılığa açık haldeyse, oluşan zarardan tam sorumlu tutulur (Yargıtay 11. HD, 2020/2258 E., 2021/2785 K.).
En önemlisi, bu davalarda ispat yükü bankadadır. Banka, müşterisinin kusurlu olduğunu iddia ediyorsa bunu somut delillerle kanıtlamak zorundadır. Yargıtay, “Faraziyelere dayalı olarak karar verilemez” diyerek, varsayıma dayalı kusur atfını reddetmektedir (Yargıtay 13. HD, 2012/26772 E., 2013/8498 K.).
Sorumluluğun Kalktığı Tek Durum: Tüketicinin “Ağır Kusuru”
Bankanın sorumluluktan kurtulabildiği tek durum, müşterinin ağır kusurlu olduğunun ispatıdır. Ağır kusur, “bu kadarı da olmaz” denilecek düzeydeki büyük ihmallerdir.
Yargıtay’ın ağır kusur kabul ettiği en net örnek, kartın ATM’de sıkışması, çalınması veya kaybolması gibi durumlarda bankaya derhal bildirimde bulunmamaktır. Bir kararında Yargıtay, kartı ATM’de sıkıştıktan sonra bankaya “hemen ihbarda bulunmaması, 3 gün sonra ihbarda bulunması” nedeniyle müşteriyi tam kusurlu bulmuş ve bankaya kusur atfedilemeyeceğine hükmetmiştir (Yargıtay 19. HD, 2016/8169 E., 2017/3018 K.).
Sorumluluğun Paylaşıldığı Durum: “Hafif (Müterafik) Kusur”
En sık karşılaşılan durum ise “müterafik kusur” yani sorumluluğun paylaştırılmasıdır. Bu durumda müşterinin “hafif kusuru” vardır, ancak bankanın da “objektif sorumluluğu” devam eder.
- Şifre Korumada Özen Eksikliği: Müşterinin şifresini koruyamaması hafif kusur sayılabilir, ancak bankanın da güvenlik zafiyeti varsa, sorumluluk %50-%50 gibi oranlarda paylaştırılabilir (Yargıtay 11. HD, 2016/14241 E., 2018/5097 K.).
- Bildirimde Gecikme (Hafif): Kart ATM’de alıkonulduğunda müşteri hizmetlerini arayarak kartı bloke ettirmeyen müşteri kusurludur. Ancak Yargıtay, bankanın da bu sırada yapılan “olağandışı işlemleri” fark edip müşteriyi uyarmaması nedeniyle bankayı da kusurlu bularak sorumluluğu %50 oranında paylaştırmıştır (Yargıtay 11. HD, 2015/9064 E., 2016/4231 K.).
- Kontrol Eksikliği: Özellikle ticari hesaplarda, şirket yetkilisinin banka işlemlerini düzenli kontrol etmemesi %20 gibi bir müterafik kusur olarak değerlendirilebilir (Ankara BAM, 2022/565 E., 2024/369 K.).
Yeni Emsal Karar: Çağrı Merkezi Dolandırıcılığı ve Bankanın Takip Yükümlülüğü (2025)
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 01.10.2025 tarihli ve E. 2025/2556, K. 2025/5837 sayılı son derece güncel kararında, telefon dolandırıcılığı olaylarında bankanın sorumluluğunu netleştiren kritik bir hüküm vermiştir. Olayda, kendisini banka çağrı merkezi olarak tanıtan dolandırıcılar, müşterinin güvenini kazanarak şifrelerini almış ve hesaptan çok kısa sürede 71 adet işlemle para çekmiştir.
Mahkeme, şifresini paylaşan müşteriyi kusurlu bulsa da, bankayı da sorumlu tutmuştur. Kararın gerekçesinde bankanın; “çok kısa zaman aralıkları ile çok sayıda şüpheli bankacılık işlemi yapılmasına rağmen sürece zamanında müdahale edip gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle kusurlu davrandığı” açıkça belirtilmiştir. Sonuç olarak zarar %50-%50 paylaştırılmış ve bankanın, oluşan zararın yarısını (bu davada 156.500 TL) ödemesine hükmedilmiştir. Bu karar, şifrenizi verseniz bile bankanın “anormal işlemleri durdurma ve izleme” yükümlülüğü olduğunu kanıtlamaktadır.
Bankadan Çalınan Parayı Geri Alma Süreci (Yol Haritası)
Hesabınızdan para çalındığını fark ettiğiniz anda soğukkanlılıkla şu adımları izlemelisiniz:
- Hemen Bankayı Arayın: Vakit kaybetmeden bankanızın müşteri hizmetlerini arayarak durumu bildirin, kartlarınızı ve hesabınızı bloke ettirin.
- Savcılığa Başvurun: En yakın emniyet birimine veya doğrudan savcılığa giderek siber dolandırıcılık hakkında şikayette bulunun.
- Bankaya Yazılı Başvuru: Bankanıza, durumu ve savcılık şikayetinizi anlatan, paranızın iadesini talep eden resmi bir dilekçe verin. (İhtarname çekilmesi en sağlıklısıdır).
- Dava Yolu: Banka talebinizi reddederse, uyuşmazlık miktarına göre Tüketici Mahkemesi veya Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurarak dava açmanız gerekir.
Dolandırıcılıkta Bankanın Sorumluluğu Davalarında Avukat Desteği
Dolandırıcılıkta bankanın sorumluluğu, teknik ve hukuki ispat gerektiren karmaşık bir alandır. Bankanın güvenlik açığını (objektif sorumluluğunu) ve sizin eyleminizin Yargıtay kararlarına göre “ağır kusur” olmadığını, en fazla “hafif kusur” sayılabileceğini kanıtlamak, emsal kararlara hakimiyet gerektirir. Öden Hukuk, bilişim suçları ve bankacılık hukukundaki tecrübesiyle, çalınan paranızı geri almanız için tüm hukuki süreçte yanınızdadır.

