Kapora iade edilir mi? Günümüzde yapılan satış sözleşmelerinde, taraflar kapora olarak bir miktar ödeme yapmakta, sonrasında sözleşme kurulmadığı takdirde, ödenen bedelin iade edilip edilmeyeceği tartışma konusu olmaktadır.

Borçlar Kanunumuzun 177. Maddesine göre satış sözleşmelerinde, sözleşme kurulurken verilen bir miktar para, cayma parası olarak kararlaştırılmamışsa, sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılıyor. Buna da bağlama parası deniyor. Taraflar aksini kararlaştırmamışlarsa, ödenen bu kapora; sonrasında ödenecek olan esas alacaktan mahsup edilir.

Borçlar Kanunumuzun 178. Maddesine göre ise, taraflar ödenen paranın cayma bedeli olduğunu kararlaştırmışlarsa, parayı veren cayarsa; verdiği karşı tarafta kalır. Cayma bedelini alan cayarsa, aldığının iki katını geri verir.

Öden Hukuk Bürosu – Bilgi ve Randevu için

• Reşit Galip Cd. Gölgeli Sk. No:12/2 Çankaya Ankara
• +90 506 433 91 42
• bilgi@odenhukuk.com
  

  kapora iade edilir mi?

Kapora iade edilir mi? Taşınmaz satışlarında ise tarafların ileride bir taşınmaz satış sözleşmesi gerçekleştireceklerine dair yaptıkları sözleşme, taşınmaz satış vaadi sözleşmesidir. Borçlar Kanunumuzun 29. Maddesine göre bir sözleşmenin ileride kurulacağına dair yapılan sözleşmelerin geçerliliği, ileride kurulacak olan esas sözleşmenin şekline tabidir. Borçlar Kanunu’nun 237. Maddesine göre de, taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır. Resmi şekilde düzenlenmeyen taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğundan, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmayacaktır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin Noterlik Kanunu 82. Maddesine göre mutlaka noterde yapılması gerekmektedir.

Geçersiz sözleşme nedeniyle herkes aldığını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verir. Geçersiz taşınmaz satış vaadi sözleşmesi nedeniyle de verilen kaporanın da, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kaporanın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin ödendiği andaki alım gücünün ödeme anındaki alım gücüne denk getirilmesi gerekir. Buna da denkleştirici adalet ilkesi denir. Bedel güncellenirken, ÜFE, TÜFE, enflasyon, dövizdeki artışlar gibi ekonomik parametreler esas alınır.