Reşit Galip Cd. Gölgeli Sk. No:12/2 Çankaya Ankara
+90 506 433 91 42
bilgi@odenhukuk.com

Ayıplı İkinci El Araç Aldım, Haklarım Neler? (2025 Güncel Rehber)

Ayıplı İkinci El Araç Aldım, Haklarım Neler? (2025 Güncel Rehber)

Garajda duran mavi bir spor arabanın üzerinde, arızalı çıkan araçlarla ilgili bir metin. Görsel, ayıplı araç satışı ve alıcının hakları konusunu temsil eder.

Hayalinizdeki ikinci el aracı buldunuz, pazarlığınızı yaptınız, noterde imzaları attınız ve aracı teslim aldınız. Ancak birkaç gün veya hafta sonra, motor arıza ışığı yandı veya şanzımandan garip sesler gelmeye başladı. İşte bu an, birçok alıcının en büyük kabusudur. Peki, ayıplı araç satışı ile karşılaştığınızda kanun sizi koruyor mu? Satıcının “sattım, bitti” deme lüksü var mı? Cevap: Kesinlikle hayır. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu, “gizli ayıp” durumunda size çok güçlü haklar tanımaktadır ve bu bir ayıplı araç satışı işlemidir. (Eğer henüz bir araç satın almadıysanız ve bu tür sorunları en baştan önlemek istiyorsanız, “İkinci El Araç Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler” başlıklı kontrol listemize mutlaka göz atın.)

Ayıplı Araç Nedir? (Açık Ayıp ve Gizli Ayıp Farkı)

Hukuk, araçtaki ayıpları ikiye ayırır:

  • Açık Ayıp: Aracın basit bir muayenesiyle anlaşılabilecek kusurlardır (örneğin, büyük bir kaporta çiziği, kırık bir far). Alıcının bu ayıpları görerek aracı satın aldığı kabul edilir.

  • Gizli Ayıp: Satın alma anında basit bir kontrolle anlaşılamayan, aracın kullanımıyla ortaya çıkan veya uzman bir inceleme gerektiren ciddi kusurlardır. Motor, şanzıman, şasi gibi mekanik arızalar veya satıcı tarafından gizlenmiş ağır bir kaza geçmişi, “gizli ayıp” sayılır. Davaların neredeyse tamamı gizli ayıplardan kaynaklanır.

Satıcının Sorumluluğu: Galeriden veya Şahıstan Almak Fark Eder Mi?

Evet, çok fark eder. Satıcınızın kim olduğu, hangi kanunların sizi koruyacağını belirler:

  • Satıcı Bir Galeri (Oto Alım-Satım Firması) İse: Bu durumda “tüketici işlemi” söz konusudur ve sizi çok daha güçlü olan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun korur. Galerinin sorumluluğu daha ağırdır.

  • Satıcı Bir Şahıs İse: Bu durumda alım-satım, Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine tabidir. Haklarınız yine mevcuttur ancak ispat süreçleri farklılık gösterebilir.

Gizli Ayıp Durumunda Sahip Olduğunuz 4 Seçimlik Hak

Araçta gizli bir ayıp ortaya çıktığında, kanun size dört farklı seçenek sunar. Bu haklardan hangisini kullanacağınızı seçmek tamamen size aittir:

  1. Sözleşmeden Dönme (Aracı İade Etme): Bu, en güçlü haktır. Aracı satıcıya iade edip, ödediğiniz paranın tamamını faiziyle birlikte geri isteyebilirsiniz.

  2. Satış Bedelinde İndirim İsteme: Aracı kullanmaya devam etmek istiyorsanız, ayıptan kaynaklanan değer kaybı oranında satış bedelinden indirim yapılmasını talep edebilirsiniz.

  3. Ücretsiz Onarım İsteme: Tüm masrafları satıcıya ait olmak üzere, aracın tamir edilmesini talep edebilirsiniz.

  4. Aracın Ayıpsız Bir Benzeri İle Değiştirilmesini İsteme: Bu hak, ikinci el araçların doğası gereği pratikte pek uygulanmasa da yasal bir seçenektir.

“Ekspertiz Raporu Temizdi, Yine de Dava Açabilir Miyim?”

Evet! Bu, en kritik sorulardan biridir. Ekspertiz raporu, sadece o anki, gözle görülebilir veya standart testlerle anlaşılabilir durumları tespit eder. Aracın motorunun içinde ileride ortaya çıkacak bir arızayı veya gizlenmiş bir mekanik sorunu her zaman bulamaz. Eğer ayıp, satın alma anında bir ekspertizle dahi anlaşılamayacak nitelikte bir “gizli ayıp” ise, ekspertiz raporu temiz olsa bile yukarıdaki dört hakkınızı kullanabilirsiniz. 

Arızayı Fark Ettikten Sonra Ne Yapmalı? (Ayıbı İhbar Süresi ve Şekli)

Araçtaki gizli ayıbı tespit etmeniz, yasal haklarınızı kullanabilmeniz için yeterli değildir. Kanun, alıcıya bu ayıbı satıcıya bildirme yükümlülüğü yükler. Bu bildirimin süresi ve şekli, aracı kimden aldığınıza göre hayati farklılıklar gösterir:

1. Satıcı Bir Şahıs İse (Türk Borçlar Kanunu’na Göre “Derhâl” Bildirim) Eğer aracı bir şahıstan aldıysanız, Türk Borçlar Kanunu’nun katı kurallarına tabisiniz.

  • Gizli Ayıplar İçin Süre: Ayıbı öğrendiğiniz andan itibaren, durumu satıcıya “derhâl” yani hiç vakit kaybetmeden bildirmeniz gerekir. Yargıtay, “derhâl” kelimesini “hayatın olağan akışına göre mümkün olan en kısa sürede” olarak yorumlar. Bu, genellikle birkaç günlük bir süredir. Arızayı fark edip haftalarca beklerseniz, bu durumu kabullendiğiniz varsayılabilir ve haklarınızı kaybedebilirsiniz.

  • İhbarın Şekli: Kanun belirli bir şekil şartı koşmasa da, ileride açılacak bir davada bu bildirimi yaptığınızı ispatlama yükü size ait olacaktır. Bu nedenle, en güvenilir ve ispat gücü en yüksek yöntem, Noter kanalıyla bir ihtarname çekmektir. İadeli taahhütlü mektup da bir diğer seçenektir.

2. Satıcı Bir Galeri İse (TKHK‘ya Göre Tüketici Avantajı)

Eğer aracı bir galeriden (profesyonel satıcı) aldıysanız, Tüketici Kanunu sizi daha güçlü bir zırhla korur.

  • “İlk Altı Ay” Kuralı: Tüketici Kanunu’nun en büyük avantajı budur. Eğer ayıp, aracı teslim aldıktan sonraki ilk altı ay içinde ortaya çıkmışsa, kanun bu ayıbın zaten teslim anında var olduğunu kabul eder (buna “yasal karine” denir). Bu durumda, ayıbın sonradan, sizin hatanızla oluştuğunu ispatlama yükü satıcı olan galeriye aittir.

  • İhbar Süresi Var Mı? İşte en kritik nokta budur. Borçlar Kanunu’ndaki gibi katı bir “derhâl” bildirme zorunluluğu ve hak kaybı riski, Tüketici Kanunu’nda yoktur. 6502 sayılı yeni Tüketici Kanunu, eski kanundaki 30 günlük ihbar süresini de kaldırmıştır. Yani, bir tüketici olarak, ayıbı fark ettiğinizde bunu derhal satıcıya bildirmediğiniz için dava hakkınızı kaybetmezsiniz.

  • Peki Hiç Bildirmeyecek Miyiz? Elbette bildirmek gerekir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83/1 maddesi, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır” demektedir. Burada devreye Medeni Kanun’un 2. maddesindeki “Dürüstlük Kuralı” girer. Yargıtay, tüketicinin ayıbı öğrendikten sonra dürüstlük kuralına uygun, makul bir süre içinde satıcıya bildirmesi gerektiğini kabul eder. Bu süre, TBK’daki gibi birkaç günlük katı bir süre değildir, daha esnektir. Ancak aylar sonra yapılacak bir bildirim, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir.

  • İhbarın Şekli: Yine ispat açısından noter ihtarnamesi en güvenilir yoldur. Ancak, kurumsal bir firmaya karşı iadeli taahhütlü posta, e-posta veya KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) gibi yazılı yöntemler de güçlü delil niteliğindedir.

Ayıplı Araç Satışı Davalarında Zamanaşımı Süresi Nedir?(Şahıs ve Galeri Satışı Farkları)

Ayıplı araç nedeniyle dava açma hakkınız sonsuza dek sürmez ve bu süreler, aracı kimden aldığınıza göre değişiklik gösterir:

1. Satıcı Bir Şahıs İse (Türk Borçlar Kanunu Uyarınca): Eğer aracı bir şahıstan aldıysanız, genel kural uygulanır. Aracın size teslim edildiği tarihten itibaren, ayıp sonradan ortaya çıksa bile, dava açmak için 2 yıllık zamanaşımı süreniz vardır. Ancak çok önemli bir istisna bulunur: Eğer satıcı, araçtaki ayıbı sizden kasten gizlemişse veya satmakta ağır kusurlu ise, bu 2 yıllık süre uygulanmaz ve davanızı her zaman açabilirsiniz.

2. Satıcı Bir Galeri İse (Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Uyarınca): Eğer aracı bir galeriden (yani profesyonel bir satıcıdan) aldıysanız, Tüketici Kanunu’na tabisiniz.

  • Sıfır araçlar için zamanaşımı süresi 2 yıldır.

  • İkinci el araç satışlarında ise kanun, satıcıya sorumluluğu sınırlama imkanı tanır. Taraflar arasında yapılacak sözleşmede, galerinin ayıptan doğan sorumluluğu 1 yıldan az olmamak kaydıyla daha kısa bir süre için belirlenebilir. Eğer sözleşmenizde “satıcının ayıptan sorumluluğu 1 yıldır” gibi bir madde varsa, bu geçerlidir ve dava açma süreniz 1 yılla sınırlı olabilir.

  • Ancak, Tıpkı Borçlar Kanunu’nda olduğu gibi, eğer galeri araçtaki ayıbı sizden hile ile gizlemişse (örneğin, kilometreyi düşürmüşse veya ağır hasar kaydını bilerek söylememişse), bu 1 veya 2 yıllık zamanaşımı süreleri işlemez. Bu durumda da davanızı her zaman açma hakkınız saklıdır.

Bu nedenle, dava açmadan önce satış sözleşmenizi dikkatle incelemeniz ve satıcının kim olduğuna göre hangi kanuna tabi olduğunuzu bilmeniz çok önemlidir.

Dava Açmadan Önce Son Adım: Zorunlu Arabuluculuk

Satıcınızın galeri veya bayi gibi profesyonel bir satıcı olduğu, yani uyuşmazlığın bir tüketici uyuşmazlığı olduğu hallerde, Tüketici Mahkemesi’nde dava açmadan önce Arabuluculuk Merkezine başvurmanız dava şartı, yani zorunludur.

Arabulucuya başvurmadan doğrudan Tüketici Mahkemesi’nde açacağınız dava, bu şart yerine getirilmediği için usulden reddedilecektir. Arabuluculuk sürecinde galeri ile bir anlaşma sağlanamazsa, arabulucu tarafından bir “anlaşamama son tutanağı” düzenlenir. İşte ancak bu tutanakla birlikte Tüketici Mahkemesi’nde davanızı açabilirsiniz.

Bu zorunluluk, satıcının şahıs olduğu ve davanın genel mahkemelerde görüleceği durumlar için geçerli değildir.

Ayıplı Araç Sürecinde Uzman Avukat Desteği

Ayıplı ikinci el araç satışı, alıcının haklarını bilmesini ve doğru adımları atmasını gerektiren teknik bir süreçtir. Gizli ayıbın tespiti, doğru seçimlik hakkın kullanılması, ihbar ve zamanaşımı sürelerinin kaçırılmaması ve zorunlu arabuluculuk süreci gibi kritik aşamalar, hak kaybı yaşamamanız için bir uzman tarafından yönetilmelidir. Öden Hukukayıplı araç satışı gibi karmaşık bir süreçte sizi temsil etmek ve maddi kaybınızı tazmin etmeniz için yanınızdadır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

detaylı infaz hesaplama