Aldatma Durumunda Çocuğun Velayeti Kime Verilir? (Yargıtay Kararları)

Boşanma aşamasındaki çiftlerin en büyük endişelerinden biri, aldatmada çocuğun velayeti konusunun nasıl karara bağlanacağıdır. Eşlerden birinin sadakatsizliği (zina) durumunda toplumda yaygın olan “Aldatan eş çocuğu kaybeder” inancı, hukuki gerçeklerle her zaman örtüşmez.
Hukukumuzda aldatmada çocuğun velayeti konusu, eşler arası kusurdan ziyade, çocuğun menfaatine (üstün yararına) göre belirlenir. Peki, Yargıtay hangi durumlarda aldatan eşe velayeti verir, hangi durumlarda vermez?
Temel Kural: “Eş” Sıfatı ile “Ebeveyn” Sıfatı Ayrıdır
Yargıtay‘ın yerleşik içtihatlarına göre, bir kişinin “kötü bir eş” olması (aldatması), onun otomatikman “kötü bir ebeveyn” olduğu anlamına gelmez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin (2016/18282 E., 2018/6427 K.) emsal kararında bu ayrım çok net ifade edilmiştir:
“Ana ve babanın boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur… Annenin çocuklara yönelik olumsuz bir tutum veya davranışının bulunmadığı, velayet görevini yerine getirebileceği…”
Bu kararda, annenin başka bir erkekle mesajlaşması ve müstehcen fotoğraflar göndermesi “eşe karşı sadakatsizlik” sayılmış, ancak çocuklara karşı bir ihmali olmadığı için velayet anneye verilmiştir.
Aldatmada Çocuğun Velayeti Anneye Verilir Mi?
Evet, verilebilir. Eğer aldatma eylemi çocuğun yaşam alanının dışında gerçekleşmişse ve çocuk bu durumdan habersizse/etkilenmemişse, velayet anneye verilebilir.
Yargıtay’a göre şu durumlarda aldatan anne velayeti alabilir:
Çocuk anne şefkatine muhtaç yaştaysa (Özellikle 0-3 ve 3-6 yaş grubu).
Anne, çocuğun bakımını ihmal etmiyorsa.
Aldatma fiili, çocuğun yanında veya çocuğun psikolojisini bozacak şekilde (örn: eve sevgili getirme) yaşanmamışsa.
Hangi Durumda Aldatan Eş Velayeti Kaybeder?
Aldatma eylemi, çocuğun “üstün yararını” zedelediği anda ibre tersine döner. Yargıtay, aldatmanın çocuğa zarar verdiği şu hallerde velayeti diğer tarafa (babaya) vermektedir:
Çocuğun İlişkiye Şahit Olması: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2008/247 E.) kararında; annenin sevgilisini eve alması, çocuğun bu kişiyle aynı ortamda bulunması ve hatta çocuğun bu ilişkiye tanık olması, velayetin babaya verilmesi için yeterli sebep sayılmıştır.
Çocuğun İhmal Edilmesi: Eş, sevgilisiyle vakit geçirmek için çocuğu evde yalnız bırakıyorsa, bakımını aksatıyorsa veya çocuğu sevgilisinin yanında kalmaya zorluyorsa velayet kaybedilir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme: Aldatma eylemi, bir yaşam tarzı haline gelmiş ve toplum içinde çocuğun onurunu kıracak boyuta ulaşmışsa (haysiyetsiz hayat), velayet diğer tarafa verilir.
Uzman Raporu ve Çocuğun Görüşü
Velayet davalarında hakimin kararını belirleyen en önemli delil, mahkemenin atadığı uzman (pedagog, psikolog) tarafından hazırlanan Sosyal İnceleme Raporu (SİR) dur. Uzmanlar, ebeveynlerin yaşam koşullarını ve çocukla ilişkilerini inceler. Aldatma olgusu, bu raporda “çocuğun gelişimini etkileyen bir faktör” olarak görülürse velayete etki eder.
Ayrıca, idrak çağındaki (Yargıtay’a göre genellikle 8 yaş ve üzeri) çocuğun kendi tercihi de önemlidir. Çocuk, “Ben annemin/babamın o kişiyle olan ilişkisinden rahatsızım, orada kalmak istemiyorum” derse, mahkeme bunu dikkate alır.
Aldatmada Çocuğun Velayeti Davası ve Avukat Desteği
Özetle, aldatmada çocuğun velayeti davası, “kim haklı kim haksız” davası değil, “çocuk nerede daha iyi yetişir” davasıdır. Aldatan tarafın velayeti alabilmesi için “iyi ebeveyn” olduğunu, aldatılan tarafın ise velayeti alabilmesi için “diğer ebeveynin yaşam tarzının çocuğa zarar verdiğini” ispatlaması gerekir.
Bu hassas dengede, uzman raporlarına itiraz etmek, tanık beyanlarını doğru yönlendirmek ve Yargıtay kriterlerine uygun savunma yapmak için bir boşanma avukatından destek almak hayati önem taşır. Öden Hukuk, velayet ve boşanma davalarında müvekkillerine hukuki destek sağlamaktadır.

