Mahkemede Çocukların Tanıklığı: Yaş Sınırı ve Şartlar (2025)

Hukuk ve ceza davalarında en çok merak edilen konulardan biri, mahkemede çocukların tanıklığı ve bunun yasal sınırlarıdır. Pek çok kişi, 18 yaşından küçüklerin mahkemede şahitlik yapamayacağını düşünse de, Türk hukukunda tanıklık için kesin bir “alt yaş sınırı” bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu, çocukların ruh sağlığını korumak için yetişkinlerden çok daha farklı ve sıkı usul kuralları getirmiştir.
Peki, 15 yaşından küçük bir çocuğa yemin ettirilebilir mi? Pedagog olmadan alınan ifade geçerli midir? Yargıtay’ın emsal kararları ışığında, çocukların adli süreçteki konumunu inceliyoruz.
Mahkemede Çocukların Tanıklığı İçin Yaş Sınırı Var Mı?
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ilgili dairelerin yerleşik içtihatlarına göre, “herkes tanık olma ehliyetine sahiptir”. Bu kapsamda çocuklar ve hatta akıl hastalarının dahi tanıklığına başvurulabilir.
Özellikle boşanma davaları gibi hukuk davalarında, ortak çocukların “idrak çağında” olması (olayları kavrayıp aktarabilmesi) yeterli görülür. 8-10 yaşındaki bir çocuğun dahi, kendini ifade edebiliyorsa tanık olarak dinlenmesi mümkündür.
Ceza Davasında Mahkemede Çocukların Tanıklığı ve Yemin Kuralı
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), çocukların yemin etmesi konusunda çok net bir çizgi çizer. Dinlendiği sırada 15 yaşını doldurmamış tanıkların yeminsiz dinlenmeleri zorunludur.
Eğer mahkeme, 15 yaşından küçük bir çocuğa (mağdur veya tanık) yetişkinler gibi “namusum ve vicdanım üzerine” diyerek yemin ettirirse, bu durum açıkça hukuka aykırılık teşkil eder ve kararın bozulma sebebi olabilir.
Yargıtay Diyor ki:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve İlgili Daire İçtihatları “CMK’nın 50/1-a maddesi uyarınca, dinlenme sırasında on beş yaşını doldurmamış tanıkların yeminsiz dinlenmeleri zorunludur. 15 yaşından küçük tanıklara yemin verdirilmesi CMK’nın 50. maddesine aykırılık teşkil eder ve bozma nedeni sayılabilir.
“Pedagog Olmadan” Dinleme Bozma Sebebidir
Özellikle suç mağduru olan çocukların dinlenmesi sırasında, mahkeme salonunda veya ifade odasında psikoloji, psikiyatri veya eğitim alanında bir uzmanın (pedagog/psikolog) bulundurulması zorunludur (CMK 236/3). Bu kurala uyulmaması, Yargıtay tarafından “savunma hakkının kısıtlanması” ve usul hatası olarak görülmektedir.
Emsal Kararın Özü:
Yargıtay 3. Ceza Dairesi – E. 2012/609, K. 2013/9451 “Çocuk Mahkemelerinde de mağdur çocuğun dinlenmesi sırasında uzman (psikolog/pedagog) bulundurulmaması, CMK 236/3 maddesine açık aykırılık oluşturur ve bu durum bozma nedenidir.
Boşanma Sürecinde Mahkemede Çocukların Tanıklığı ve Uzman Raporu
Mahkemede çocukların tanıklığı sadece ceza davalarında değil, velayet ve boşanma davalarında da önemlidir. Ancak Yargıtay, çocuğun duruşma ortamının gerginliğinden etkilenmemesi için “doğrudan dinleme” yerine “uzman raporu” yöntemini önermektedir.
Eğer çocuğun mahkemeye gelmesi ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecekse, hakim çocuğu bizzat dinlemek yerine, bir uzmana yönlendirerek onunla sohbet edilmesini ve hazırlanacak raporun delil olarak kullanılmasını tercih edebilir.
Emsal Kararın Özü:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi – E. 2018/5118, K. 2019/5162 “Hukuk davalarında, çocukların doğrudan duruşmada dinlenmesinin onları etkileyeceği düşünülürse, dosyanın uzmana verilerek çocuklarla görüşülmesi ve rapor düzenlenmesi yöntemi uygulanabilir.”
Tek Delil Çocuk İfadesi İse Ne Olur?
Bazı olaylarda (özellikle cinsel suçlar veya aile içi şiddet), olayın tek görgü tanığı bir çocuk olabilir. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, böyle kritik bir durumda çocuğun ifadesinin “yasak savma” kabilinden okunamayacağını belirtmiştir.
Yargıtay Diyor ki:
Yargıtay 9. Ceza Dairesi – E. 2021/27692, K. 2022/4290 “Ceza yargılamasında olayın tek delili bir çocuk tanığın (veya mağdurun) açıklamalarından ibaret ise, bu tanığın duruşmada mutlaka dinlenmesi veya daha önce alınmış görüntülü kaydının duruşmada izlenmesi zorunludur.”
Sonuç: Usul Hatası Davanın Kaderini Değiştirir
Özetle; çocuklar tanık olabilir ancak onlar “küçük yetişkinler” değildir. 15 yaş altına yemin ettirilmesi, pedagog bulundurulmaması veya tanıklıktan çekinme hakkının hatırlatılmaması, davanın Yargıtay’dan dönmesine neden olur.
Çocuğunuzun adli süreçte örselenmemesi ve hukuki haklarının korunması için sürecin uzman bir gözle yönetilmesi şarttır.
Hak kaybına uğramamak ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2012/609 Esas sayılı emsal kararının sizin davanıza uygulanması için Öden Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

