Denkleştirici Adalet İlkesi Nedir? (Enflasyona Karşı Paranızı Koruyun)

Birkaç yıl önce geçersiz bir sözleşme nedeniyle birine 100.000 TL ödediniz. Bugün dava açıp paranızı geri alma hakkı kazandınız. Ancak karşı taraf size yine 100.000 TL öderse, bu adil olur mu? Yıllar önceki 100.000 TL ile bugünkü 100.000 TL’nin alım gücü aynı değil. İşte bu noktada, Yargıtay tarafından geliştirilen ve alacaklıyı enflasyon karşısında koruyan denkleştirici adalet ilkesi devreye girer.
Denkleştirici Adalet İlkesi Nedir?
Denkleştirici adalet nedir sorusunun en net cevabı şudur: Hukuken geçersiz bir sözleşme nedeniyle ödenen paranın iadesi gerektiğinde, paranın ödendiği tarihteki alım gücü ile iade edileceği tarihteki alım gücü arasında denklik kurmayı amaçlayan bir Yargıtay ilkesidir. Bu ilke, paranın enflasyon farkı nedeniyle değer kaybetmesini önler ve “sebepsiz zenginleşen” tarafın, diğer tarafın zararı üzerinden haksız bir kazanç elde etmesini engeller.
Denkleştirici Adalet İlkesi Hangi Durumlarda Uygulanır?
Bu ilke, özellikle geçersiz sözleşme para iadesi durumlarında uygulama alanı bulur. En yaygın örnekler şunlardır:
- Noterde Yapılmayan Gayrimenkul Satış Sözleşmeleri: En sık karşılaşılan durumdur. Tarafların kendi arasında imzaladığı adi yazılı bir sözleşme ile ödenen paraların (kapora vb.) iadesinde bu ilke uygulanır.
- Şekil Şartına Uygun Olmayan Diğer Sözleşmeler: Kanunun emrettiği şekil şartına uyulmadığı için geçersiz hale gelen diğer tüm sözleşmelerden kaynaklanan para iadeleri.
Denkleştirici Adalet İlkesine Göre Hesaplama Nasıl Yapılır?
Denkleştirici adalet ilkesi‘ne göre bir hesaplama yapılırken, mahkeme bir bilirkişi atar. Bilirkişi, paranın ödendiği tarih ile iadenin talep edildiği dava tarihi arasındaki süreçte, çeşitli ekonomik göstergeleri dikkate alarak bir güncelleme yapar. Bu hesaplamada dikkate alınan unsurlar şunlardır:
- Enflasyon (TÜFE) oranları
- Döviz (Dolar, Euro) kurları
- Altın fiyatları
- Mevduat faiz oranları
- Devlet tahvili faizleri
Bilirkişi, bu unsurların ortalamasını alarak, ödenen paranın günümüzdeki paranın alım gücü‘ne denk gelen karşılığını hesaplar ve mahkemeye sunar.
Yasal Dayanağı ve Yargıtay Kararları
Bu ilke, doğrudan bir kanun maddesine değil, Medeni Kanun’un 2. maddesinde yer alan “dürüstlük kuralı” ve Borçlar Kanunu’ndaki “sebepsiz zenginleşme” hükümlerinin Yargıtay tarafından yorumlanmasına dayanır. Yargıtay denkleştirici adalet kararları, bu konuda istikrarlı bir şekilde, alacaklının parasının alım gücünün korunması gerektiğini vurgulamaktadır.
Bu Süreçlerde Avukat Desteğinin Önemi
Sebepsiz zenginleşme davası ve denkleştirici adalet ilkesine dayalı alacak talepleri, teknik hesaplamalar ve Yargıtay içtihatlarına hakimiyet gerektiren karmaşık süreçlerdir. Bir Ankara alacak davası avukatı, bu süreçte alacağınızın doğru bir şekilde güncellenmesini, bilirkişi raporlarının denetlenmesini ve hakkınız olan parayı tam değeriyle almanızı sağlar. Öden Hukuk, alacaklarınızın enflasyon karşısında erimemesi için tüm hukuki süreçlerde yanınızdadır.