Reşit Galip Cd. Gölgeli Sk. No:12/2 Çankaya Ankara
+90 506 433 91 42
bilgi@odenhukuk.com

İşçinin imzaladığı ibranamenin geçerliliği

İşçinin imzaladığı ibranamenin geçerliliği

İşçinin imzaladığı ibranamenin geçerliliği; İş hukuku bağlamında işçi tarafından imzalanan ibranamenin geçerli olabilmesi için, iş sözleşmesinin sonlanmasından itibaren en az 1 ay sonra düzenlenmiş olması, işçiye ödenen alacak kalemlerinin miktar ve nitelik olarak açıkça yazılmış olması ve ödemenin de banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir. Aksi takdirde imzalanmış olunan ibraname hükümsüzdür.

Öden Hukuk Bürosu – Bilgi ve Randevu için

  • Reşit Galip Cd. Gölgeli Sk. No:12/2 Çankaya Ankara
  • +90 506 433 91 42
  • bilgi@odenhukuk.com
İşçinin imzaladığı ibranamenin geçerliliği

İşçinin imzaladığı ibranamenin geçerliliği

Yargıtay
Dairesi: Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2019/55
Karar No: 2020/373
Karar Tarihi: 09.06.2020

12. İbra, borcun özel bir sona erme sebebi olup, alacaklının alacak hakkından vazgeçmesini ve bu surette borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan bir sözleşmedir. İş ilişkilerinde ibraname, genellikle işçinin borçlu durumundaki işverene karşı işçilik alacağının kalmadığını gösteren bir belge niteliğini taşır (Süzek, S.: İş Hukuku, 18. Baskı, 2019, s. 766).

13. İş kanunlarında ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmeyen ibra sözleşmesi, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 132. ve 420. maddeleri ile yasal dayanağa kavuşmuştur.

14. 6098 sayılı TBK’nın 132. maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” şeklindeki düzenleme ile ibra, borcu tamamen veya kısmen ortadan kaldıran bir sebep olarak borcun sona erme hâlleri arasında sayılmıştır.

15. 6098 sayılı TBK’nın “Ceza koşulu ve ibra” başlıklı 420. maddesinde ise, “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur. İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.

16. Yapılan bu genel açıklamalardan sonra, 6098 sayılı Kanun uyarınca ibranamenin geçerlilik koşullarından bahsetmekte yarar bulunmaktadır.

17. İşçinin işverenden olan alacaklarına ilişkin vereceği ibra sözleşmesinin geçerlilik şartları 6098 sayılı TBK’nın 420. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi ile ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığı ile yapılması gerekmektedir. Bu koşulları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibranamenin kesin olarak hükümsüz olduğu kabul edilmiştir.

18. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında ise hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri ile ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgelerinin, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmüne olduğu kabul edilmiştir. Ancak, bu hâlde dahi ödemelerin banka aracılığı ile yapılması koşulu öngörülmüştür.

19. Somut olayda, taraflar arasındaki iş sözleşmesi davalı işverence 31.10.2012 tarihinde ekonomik sebepler gerekçe gösterilerek feshedilmiş olup, davacı imzalı 08.02.2013 tarihli “İbraname ve feragatname” başlıklı belge ile aynı tarihli makbuzda 10.469,82TL kıdem tazminatı, 2.749,13TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 13.218,95TL alacağın davacı tarafından tahsil edildiği ve ayrıca “İbraname ve feragatname” başlıklı belgede davacının başkaca alacağının kalmadığı ve işvereni ibra ettiği hususları ifade edilmiştir.

20. Öncelikle belirtmek gerekir ki, “İbraname ve feragatname” başlıklı belge ile makbuz aynı tarihte düzenlendiği gibi her iki belgede de ödendiği belirtilen miktarlar aynıdır. Buna göre, diğer ödeme belgesi niteliğinde olan makbuzun, ibranamenin eki niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.

21. Eldeki davada ibranamenin imzalandığı tarih itibariyle uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 420/2. fıkrası hükmüne göre, ibranamenin geçerlilik koşullarından olan yazılı olma, sözleşmenin fesih tarihi itibariyle en az bir aylık sürenin geçmesi ile alacak türü ve miktarlarının açıkça belirtilmesi koşulları somut olayda gerçekleşmiştir.

22. Diğer taraftan, dosya içeriğinden, davalı işveren tarafından banka aracılığı ile ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, yargılama sırasında beyanı alınan davacı işçi, davalı işverence kendisine ibraname ve makbuzu imzaladığı takdirde tazminatlarının ödeneceğinin söylendiğini, bu nedenle belgeleri imzaladığını ancak kendisine ödeme yapılmadığını beyan etmiştir.

23. Yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre somut olayda, 6098 sayılı TBK’nın 420. maddesinde belirtilen banka aracılığı ile ödeme yapılması şartına aykırı davranıldığından, ibraname ve eki mahiyetindeki makbuz kesin olarak hükümsüzdür.

24. Şu hâlde, kesin olarak hükümsüz sayılan belgelerde yazılı miktarların hesap edilen alacaklardan mahsup edilmeyeceği açıktır.

25. Hâl böyle olunca direnme kararının, Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir